6 Ağustos 2014 Çarşamba

Koku - Veysel YAVUZ

(Arvo Part, Fur Alina)
03.22

Bir insan bu saatte neden uyansındı ki?
Karnının acıkması, susamak, çay..?
Bir şarkının onu çağırması?
Bir güne daha uyanmama çabası?
Yahut yastığa sinmiş bir koku?

Koku…

3 Temmuz 2014 Perşembe

Günah


Günah

                   




Olağan bir gün, çarşı pazar gezisinde çantasını çaldıran kadın, en yakın karakola girer.

5 Haziran 2014 Perşembe

Kızım - Veysel Yavuz

                          Kızım




                Bir yaprak salınıp duruyor saatlerdir. Rüzgâr kâh savuruyor, kâh durduruyor. Her şey onun tekelinde gibi. Bana pek bir şey yapamıyor. Yetmiş kiloluk bir kütlenin yerini değiştirecek kadar güçlü değil. Güçlü olanlarını duymuştum. Kasırga diyorlar adına. İnekleri falan havalandırıyormuş; düşünsenize! Ondan korkarım ben. Bu rüzgârdan değil. Ve yaprak düşüp, kondu. Bankın hemen üzerine. Hışırtısı da kesildi gibi ağaçların. Ben hiç kıpırdamadım yerimden. Arada gazete sayfaları havalanır gibi oluyor. Onlarda benim tekelimde. Ayaklandım olduğum yerden, gazeteyi koltuk altıma alıp.

Küçük Adam - Veysel Yavuz

                                    Küçük Adam



           

           
  “Ne istiyor bu insanlar?”
              “Bu kadar gaddar olmak için sebepleri  ne?” dedi her gün aynı yolu kullanıp eve dönen kahveci çırağı. Uzun uzun küfredebilirdi isterse; hem de çalıştığı yerden kaynaklı devasa bir küfür arşivi varken.
O sürekli aynı şeyi tekrarlıyordu, delirmiş gibi: “Ne istiyor bu insanlar? Bu kadar gaddar olmak için sebepleri ne?”

3 Haziran 2014 Salı

Meliha'nın Haftası - Veysel Yavuz

                                        Meliha’nın Bir Haftası





                Zarife Anne: Baba Tarık’ın ölümünden sonra şiddetli bir depresyona girdi. Altı ay bu halde kaldıktan sonra orta okulda aşık olduğu Hilmi Beyin hayalini görmeye başladı. Şizofren.

Bozkır - Veysel YAVUZ


                Bozkır




                                      Her şey ilkokulda gördüğü bir deniz kartpostalıyla başladı.
                                           Memed ve Zeki. Amca çocukları, bozkırda bir ilçede…

29 Mayıs 2014 Perşembe

Cevap - Veysel Yavuz



                            CEVAP

 


Uğursuz bir gece… Nereden estiyse aklıma, balkona çıktım. 3.42 net hatırlıyorum. Bir şimşek parladı gökyüzünde. Hemen saatime baktım, eski bir takıntı, şimşeğin ışığı öyle baba pijaması gibi dik çizgili değildi. Hiç rüzgârsız bir ortamda göğe yükselen sigara dumanına hohlanmış gibi dağınıktı. Işıktan birkaç saniye sonra sesi de geldi. Galiba bir yerlerde okumuştum. Şimşek göründükten sonra saniyeler sayılıp şimşeğin düştüğü yere olan uzaklık hesaplanabiliyordu. Ben hiç uğraşmadım bununla. Canım sıkkındı ve can sıkıntımın sebepleri arasından en güçlüsünü seçip haklı bir hüzün kazanmalıydım. Önce sıradan bir refleksle sandalye, tabure benzeri bir şeyler aradım. Yoktu. Yere, beyaz karolarla bezeli zemine çöktüm.  Umursamadım çöktüğüm yeri. Sıkkındım ve birçok nedenim vardı.

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Tekel Bayideki Kırık Saz - Veysel Yavuz

                                               TEKEL BAYİDEKİ KIRIK SAZ 


                                   
        
        
Aylardır işkencedeyim. Baş aşağı durmaktan beynime kan gitmiyor. Yedi tel saçımın ikisini yoldular. Bir de derince bir çatlak var ki akıllara zarar… Yorgunum, kirli ve bitkin. Boyası dökük bir duvara hiç dikkatle asılmışım. Küfürler var ağzımda, lanetler… Beni o atölyeden koparıp buralara salan İnsana…

CIGARA - Veysel Yavuz


                                CIGARA





         Soğuk bir günün öğleden sonrası... Kızarmış et kokuyor evimiz. Babam gelmiş olmalı, yoksa bunca hazırlık neden? Odaya girdim, televizyona doğru yürüdüm, müdavimi olduğum çizgi filmi izlemek için. Anında uyarıyı aldım:’’Sakın televizyonu açayım deme, baban çok yorgun, uyusun garibim.’’ Babam Köy Hizmetleri’nde çalışıyordu. Yirmi gün bir dağ başında çalışıp on gün dinlenmeye gelirdi. Gelince de eli kolu dolu olurdu: Kâh oyuncaklar, kâh anneme altın bilezikler… Babam sedirde koyu bir battaniye altına gömülmüş vaziyette horul horul uyuyor iken usulca başucunda bittim. Kül tablasında daha içilecek durumda olan izmaritlerden bir kaçını cebime doldurup dama doğru yola koyuldum.

OD DALAŞI - VEYSEL YAVUZ






                                                      INTRO


                    Bana iki eliyle bir cehennem vereceğini söyledi.


Söylediğini de yaptı. Yaptı yapmasına ama bir şeyi ihmal etmişti, o ateşin onu da yakabileceğini. Bunu bildiğimden, daha fikirken gerçekleştireceği bu eylem, üzülmeye başlamıştım. Benim de, kendimi bildim bileli, böyle bir mayam var: Beni yakmak için dahi elleriyle cehennemi getirene, sırf elleri yanacak diye üzülmek.